c3ec8386534617659346779c83a07d72.ppt
- Количество слайдов: 44
T. C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ – 6502 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN KAPSAMINDA AYIPLI MAL Kadir YILMAZ 22 Aralık 2017 - Antalya
SUNUM PLANI II- AYIPLI MAL
I- TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ GÖREV Ø Tüketici Hakem Heyetleri tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek her türlü uyuşmazlığa çözüm bulmakla görevlidirler. Ø Bilindiği üzere, 20/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7063 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11’inci maddesi ile 6502 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinde değişiklikler yapılmış ve İlçe Tüketici Hakem Heyetlerinin bakmakla görevli olduğu uyuşmazlıkların değeri 4. 000 TL’ye, İl Tüketici Hakem Heyetlerinin bakmakla görevli olduğu uyuşmazlıkların değeri ise 6. 000 TL’ye çıkarılmıştır. Ø Bununla birlikte, 7063 sayılı Kanun ile 6502 sayılı Kanun’un 68’inci maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda tarafların 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ndan doğan hakları saklı tutulmuş ve tüketici işlemlerinde 2004 sayılı Kanun’un ilamsız icraya ilişkin düzenlemelerinin uygulama alanı bulması sağlanmıştır. Değişiklikle tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, alacaklı tarafın 2004 sayılı Kanunda düzenlenmiş olan diğer şartları taşıması durumunda ilamsız icra yoluna gidebilmesi mümkün kılındığı gibi, alacağı için Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak ilam niteliğinde bir karar elde etmesi ve bu kararla beraber ilamlı icra yoluna başvurma imkanı da devam etmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ GÖREV Ø Bu doğrultuda, 1/1/2018 tarihinden itibaren, değeri 4. 570 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri, büyükşehir belediyesi statüsünde olan illerde 4. 570 Türk Lirası ile 6. 860 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri, büyükşehir belediyesi statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 6. 860 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri ve büyükşehir belediyesi statüsünde olmayan illere bağlı ilçelerde 4. 570 Türk Lirası ile 6. 860 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri görevli olacaklardır. Ø Buna göre, Tüketici Hakem Heyetlerinin görevlerinin belirlenmesi hususunda iki temel kuralın olduğu söylenebilir. Bunlar, çözüme kavuşturulmak üzere taraflarca Heyetlerin önüne getirilen uyuşmazlıkların tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulama olup olmadığının tespit edilmesi ile uyuşmazlık değerinin Türk Lirası karşılığının belirlenmesi kurallarıdır.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Ø Coğrafi olarak bir tüketici uyuşmazlığına hangi yer Tüketici Hakem Heyetinin bakacağını belirleyen kurallar yetki kurallarıdır. Ø 6502 sayılı Kanun’un «Başvuru» başlıklı 68’inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iki adet yetki kuralı bulunmaktadır. Buna göre, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki Tüketici Hakem Heyetlerine tüketici uyuşmazlıklarının çözümü için başvuru yapılabilir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 1 - «İcra takibine itiraz talebiyle başvurulması halinde Tüketici Hakem Heyetleri başvuruyu esastan değerlendirerek karara bağlamaya görevli midir? » Ø İlamsız icra takibi başlatılması durumunda bu tür takiplere yapılacak itirazlara ilişkin usul ve esaslar, 2004 sayılı Kanun’un 62 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, ilamsız icra takiplerine yapılan itirazları inceleme ve aynı maddede öngörülen kötü niyet veya icra inkar tazminatına hükmetme görevinin esas olarak Mahkemelere verilmesi ve Tüketici Hakem Heyetlerinin Mahkeme olarak kabul edilmemesi (Anayasa Mahkemesi 20/03/2008 T. 2006/78 E. 2008/84 K. ; 31/05/2007 T. 2007/53 E. 2007/61 K. ) gerekçeleriyle bu konularda yapılan başvurularda Heyetlerin görevsizlik kararı vermelerinin yerinde olacağı değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 2 - «Maddi ve manevi tazminat taleplerini karara bağlamaya Tüketici Hakem Heyetleri görevli midir? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 11’inci ve 15’inci maddelerinde tüketicinin seçimlik haklarından biri ile birlikte 6098 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tazminat da talep edebileceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte, 6502 sayılı Kanun’un 83’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağının hatırlatılmasında fayda görülmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 3 - «Menfi tespit ve istirdat talepleri bakımından Tüketici Hakem Heyetleri görevli midir? » Ø 2004 sayılı Kanun’un 72’nci maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceği; takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde genel hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği; menfi tespit ve istirdat davalarının takibi yapan İcra Dairesinin bulunduğu yer Mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri Mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Tüketici Hakem Heyetleri Mahkeme olarak kabul edilmediğinden tüketiciler ile satıcı/sağlayıcıların aralarında herhangi bir geçerli ilişkinin veya borcun bulunmadığı hakkında menfi tespit/istirdat talebi ile başvurulması halinde Tüketici Hakem Heyetlerinin bu hususlardaki başvurular için görevsizlik kararı vermelerinin yerinde olacağı düşünülmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 4 - «Banka ve kredi kuruluşları tarafından sağlanan kredilerde sigorta yaptırılmasına ilişkin konu Tüketici Hakem Heyetlerinin görevinde midir? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinde tüketici işlemi, «mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem» olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, kredilerde sigorta yaptırılması hususuna ilişkin olarak Kanunun 29’uncu ve 38’inci maddelerinde de ilgili hükümler bulunmaktadır. Yine, benzer nitelikteki ürünlerde sigorta ve kasko işlemleri, trafik kazalarında hasara ilişkin uyuşmazlıklar, bina hasarlarında sigorta gibi hususlarda da Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 5 - «Faturalardan tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin iadesi talebiyle yapılan başvurular Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanına girer mi? » Ø Bilindiği üzere, 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen çeşitli maddelerin iptali amacıyla Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmış ve beş aylık bekleme süresi öngörülmüştür. Bu sürede Anayasa Mahkemesince karar verilememesi halinde ilgili Mahkemelerin yürürlükte bulunan mevzuata göre davayı sonuçlandırması gerekmektedir. Sonuç olarak, kayıp ve kaçak bedellerinin iadeleri ile ilgili başvurular hakkında, Anayasa Mahkemesi’nde görülen davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165’inci maddesine göre daha fazla bekletici sorun sebebi sayılmayacağı, konu hakkında yürürlükte bulunan 6446 sayılı Kanun hükümlerine göre esasa girilerek karar verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 6 - «Faturalara yansıtılan su atık bedeli, katı atık bertaraf bedeli, okuma bedeli, sayaç değişim bedeli vs. adı altında bedellerin alınmasına ilişkin başvurularda Tüketici Hakem Heyetleri görevli midir? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde sağlayıcı, «Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi» şeklinde tanımlanmış olup, su idarelerini bu tanım kapsamında değerlendirmek mümkündür. Bu doğrultuda, su abonelik sözleşmelerinin diğer tarafını oluşturan tüketicilerin söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarının, Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanı dahilinde olduğu değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 7 - «Taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanına girer mi? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (I) bendinde yer verilen «tüketici işlemi» tanımına göre, taraflarının tüketici ve sağlayıcı olduğu taşıma sözleşmeleri 6502 sayılı Kanun’un kapsamındadır. Ayrıca, 6502 sayılı Kanun’un 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, «Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez» hükmüne yer verildiği hususunun hatırlatılmasında fayda görülmektedir. Buna göre, karayolu, havayolu, kargo vs. taşımacılık işleminden kaynaklanan ve en az bir tarafın tüketici diğer tarafın sağlayıcı olduğu uyuşmazlıkların Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanına girdiği değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 8 - «Özel hastaneler ile olan uyuşmazlıklarda başvuru sahibi tüketici olarak değerlendirilebilir mi? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde hizmet, «Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusu» şeklinde tanımlanmıştır. Özel hastanenin hizmet sunmuş olduğu hastanın tüketici sıfatını haiz olması durumunda, söz konusu hizmetlere yönelik yapılan başvuruların 6502 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve dolayısıyla Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanına girdiği düşünülmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 9 - «Petshoplardan canlı hayvan satın alımında, evcil hayvanlarla ilgili uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetleri görevli midir? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde mal kavramı, «Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar» olarak tanımlanmış olup, hayvanları da bu tanım dahilinde değerlendirmek yerinde olacaktır. Bu doğrultuda, canlı hayvanlara yönelik olarak yapılan başvuruların 6502 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu ve dolayısıyla Tüketici Hakem Heyetlerinin görevi alanında olduğu değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 10 - «Vakıf, dernek gibi özel hukuk tüzel kişilerinin mal satın alması ve malın ayıplı olması halinde, ayıba ilişkin başvurular Tüketici Hakem Heyetlerine yapılabilir mi? Yapılması halinde başvuru kimin adına olmalıdır? » Ø İlgili Yargıtay kararlarına bakıldığında, sosyal amaçlı olup, ticaretle iştigal etmeyen ve kar amacı gütmeyen dernek, vakıf gibi özel hukuk tüzel kişilerinin tüketici olarak değerlendirildiği görülmektedir. Bu durumda dernek veya vakıf tüzel kişiliğini temsil yetkisini haiz kişi/organlar tarafından Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru yapılabileceği ve esasa girilerek uyuşmazlık hakkında karar verilebileceği düşünülmektedir. Benzer şekilde apartman ve site yöneticilikleri ile okul aile birliklerinin de Yargıtay kararlarında tüketici olarak değerlendirildiği görülmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 11 - «Kamu kurum ve kuruluşları Tüketici Hakem Heyetlerine başvuruda bulunabilir mi? (Resmi araç kazası, mal alımı vb. )» Ø Kamu kurum ve kuruluşlarının özel hukuka dayalı mal ve hizmet alımlarında 6502 sayılı Kanun’da yapılan tüketici tanımına girmedikleri, bu nedenle özel hukuka dayalı mal ve hizmet alımlarında karşılaşacakları uyuşmazlıkların 6502 sayılı Kanun’un kapsamında ve dolayısıyla Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanında olmadığı değerlendirilmektedir (Yargıtay 13. HD. 9/10/2007 T. 2007/6949 E. 2007/11861 K. ). Bu doğrultuda, kamu kurum ve kuruluşları 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olarak değerlendirilmemekle birlikte, Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan satıcı tanımına kamu tüzel kişilerinin (THY, TCDD gibi) de dahil edildiği unutulmamalıdır.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 12 - «Sosyal medya üzerinden (instagram, facebook vs. ) yapılan alış verişlerde her iki taraf tüketici olarak kabul edilebilir mi? Tüketici Hakem Heyetleri bu uyuşmazlıklarda görevli midir? » Ø Sosyal medya kanalları üzerinden yapılan satışlarda mal satan tarafın istisnai olarak değil de sürekli bir şekilde kazanç sağlama amacıyla hareket ettiğinin ispat edilebildiği durumlarda, mal satan tarafın 6502 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan satıcı tanımı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu durumda Tüketici Hakem Heyetlerinin görevli olduğu düşünülmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 13 - «Başvuru dilekçesinde miktar olarak açıkça belirtilmişse asıl alacağa ilişkin fer’i alacaklar (faiz, gecikme zammı vb. ) görevli Tüketici Hakem Heyetinin tespitinde dikkate alınacak mıdır? » Ø Görevli Heyetin İl Tüketici Hakem Heyeti mi yoksa İlçe Tüketici Hakem Heyeti mi olduğunun tespitinde, başvuruda miktar olarak açıkça talep edilmiş olması halinde asıl alacak ile birlikte asıl alacağa bağlı fer’i alacakların (faiz, gecikme zammı vb. ) toplamının dikkate alınması gerektiği değerlendirilmektedir.
TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNDE GÖREV VE YETKİ Sorular ve Cevaplar 14 - «Başvuru sahipleri büyükşehirlerde ikamet etmekle birlikte taşradaki ikinci adreslerinin bulunduğu yer hakem heyetlerine başvurduğunda bu ikinci adresin bulunduğu yer Tüketici Hakem Heyeti yetkili olacak mıdır? » Ø 4721 sayılı Kanunu’nun 19’uncu maddesinde «Yerleşim yeri» kavramı, «bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer» şeklinde tanımlanmış ve bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamayacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 20’nci maddesinde, bir yerleşim yerinin değiştirilebilmesinin ancak yenisinin edinilmesine bağlı olduğu; 22’nci maddesinde, bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma hallerinin yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmayacağı düzenlenmiştir. Buna göre, tüketicinin sürekli olarak yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki Tüketici Hakem Heyetlerinin yetkili Heyetler olduğu değerlendirilmektedir.
II- AYIPLI MAL
AYIPLI MAL Ayıplı Malın Tanımı Ø Ayıplı mala ilişkin hükümlere 6502 sayılı Kanunun 8 ile 12’nci maddeleri arasında yer verilmiştir. Kanunda ayıplı malın tanımı şu şekilde yapılmıştır: «Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. » «Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. »
AYIPLI MAL Ayıplı Malın Tanımı Ø Maddi ayıplar, bir şeyde bulunan fiziki eksikliklerdir. Örneğin, bir malın yırtık, kırık, lekeli olması, yeni denilen bir otomobilin kullanılmış olması, halis ceviz denilen mobilyanın çam olması, buzdolabının soğutmaması gibi durumlar hep bir maddi ayıp teşkil eder. Ø Hukuki ayıplar, maldan faydalanmayı ve onu kullanmayı sınırlandıran hukuki eksikliklerdir. Örneğin, satılan malın hukuka aykırı bir marka taşıması, başka birisine ait sınai veya telif hakkını ihlal etmesi, resmi mercilerce konulan güvenlik kurallarını ihlal etmesi gibi. Ø Ekonomik ayıplar, malın verimi, getirdiği kar, vergiden muaf olması gibi iktisadi vasıflarının eksik olmasıdır. Örneğin, kullanılmış otomobilin yapmış olduğu yolun az gösterilmesi veya kaza yapmış olduğu halde yapmamış olduğunun belirtilmesi ekonomik ayıptır.
AYIPLI MAL Ayıplı Maldan Sorumluluk ve İspat Yükü Ø Satıcının, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlü olmasından dolayı ayıplı maldan sorumluluk satıcının üstündedir. Ø Kanunda ilk 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim anında var olduğu karinesi kabul edildiğinden, bu sürede ortaya çıkan ayıplar için ispat külfeti satıcıya yüklenmiştir. Söz konusu süre geçtikten sonra ispat külfeti sözleşmenin karşı tarafına geçmektedir. Ø Tüketicinin sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olması veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği durumlarda sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Ø Satışa sunulan ayıplı malın veya ambalajının üzerine kolayca okunabilecek şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bir etiket konulması durumunda, söz konusu malın ayıbını bilerek ve isteyerek alan tüketici, ayıp nedeniyle daha sonra satıcıyı sorumlu tutamaz.
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, 3. Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından herhangi birini satıcıya karşı kullanabilir. Ø Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici/ ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Ø Bu durumda, tüketicinin sahip olduğu dört adet seçimlik haklar arasından yalnızca ücretsiz onarım ve malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini isteme haklarından tüketiciye karşı malın satıcısı ve üreticisi/ithalatçısı birlikte sorumlu olmaktadır. Tüketici bunlardan istediğine başvurarak söz konusu haklarının yerine getirilmesini talep edebilir. Tüketicinin talebinin yerine getirilmesinin ardından satıcı ve üretici/ithalatçı birbirlerine rücu edebilirler. Ancak, üretici/ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat edebilirse sorumlu tutulamaz.
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø Hakkaniyeti sağlamak adına, tüketicinin ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini isteme haklarından birisini kullanması halinde satıcının orantısız şekilde güç duruma düşeceği öngörülüyorsa, tüketicinin diğer iki seçimlik hakları olan sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birisini kullanması istenebilir. Ø Örneğin, tüketicinin satın aldığı malın tamir edilmesi, ayıpsız mislinin verilmesi ile mukayese edildiğinde çok daha masraflı olacaksa tüketicinin tamirde ısrarcı olması kabul edilmemelidir. Satın alınan bir vidanın dişlerinde bozukluk varsa vidanın tamiri yerine, ayıpsız misliyle değiştirilmesi daha uygundur. Buna karşılık, satın alınan bir çamaşır makinesinin bir vidasının bozulması halinde, başka bir çamaşır makinesi talep edilmesi orantısızlık savunması ile karşılaşabilir. Bu hallerde vidanın değiştirilmesi 6502 sayılı Kanun’un düzenlemesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun «Dürüst davranma» başlıklı 2’nci maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına daha uygun olan çözümdür.
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø Sözleşmeden dönme hakkı, sözleşmenin feshinden farklı bir durumu ifade etmektedir. Fesih geçerli olarak yapılan ve yürümekte olan sözleşmenin ileriye dönük olarak ortadan kaldırılmasını ifade ettiği halde, dönme, sözleşmenin geçmişe etkili bir şekilde ortadan kaldırılması, bir çeşit eski halin iadesidir. Ayıp nedeniyle tüketici sözleşme konusu malı geri verirken, satıcının da aynı anda satış bedelini iade etmesi gerekir. Ø Tüketici sözleşmeden dönmüşse, satıcıdan, ödediği bedelin iadesiyle birlikte, seçimlik hakkın kullanılması nedeniyle yaptığı masrafları ve ayıp nedeniyle başkaca zararlar görmüşse onların tazminini de talep edebilir. Ayıplı çıkan malı kullanmış olan tüketicinin, yararlanma nedeniyle satıcıya herhangi bir ücret veya tazminat ödemesinin gerekmediği, ancak malı ayıplı hali ile kullandığı sürece faiz talebinde bulunamayacağı, Yargıtay tarafından kabul edilmiş bulunmaktadır. Ø Uygulamada, ayıplı mal nedeniyle en fazla, ayıplı otomobiller ve ayıplı cep telefonları hakkında sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davalarının açıldığı gözlemlenmektedir.
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø Maldaki ayıbın objektif şartlar altında çok önemli olmadığı veya tüketicinin ayıbı kendisinin kolaylıkla giderebileceği durumlarda, bedelde indirim talep edilmesi tüketici yönünden daha anlamlı olacaktır. Tüketicinin bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, bedelden indirim yapılan tutar derhal tüketiciye iade edilir. İndirilen bedel ile birlikte tüketici, ayıp nedeniyle yapmış olduğu masraflar varsa onları da talep edebilir. Ayrıca tazminat da istenebilir. Ø Satış bedelinin indirilmesi seçimlik hakkının kullanılmasıyla, sözleşme sona ermiş olmaz, sözleşmenin özüne dokunmadan tüketicinin edimi değişir. Burada amaç, satıcı ile tüketicinin edimlerinin malın ayıplı çıkması durumuna göre denkleştirilmesidir. Bedelde indirim talep etme hakkı tazminat değildir. Yine, satış bedelinin indirilmesi borcun yenilenmesi değildir. Satış bedelinin indirilmesi, tarafların anlaşması suretiyle olabileceği gibi, taraflar anlaşamazsa Mahkeme veya Tüketici Hakem Heyeti kararıyla da olur. Ø Yargıtay’a göre, satışa konu malın ayıplı ve ayıpsız piyasa değeri arasındaki oranın, kararlaştırılan satış bedeline uygulanarak, ödenecek indirim bedeli tespit edilmelidir. Hesaplamada tarafların sözleşmenin yapıldığı sırada kararlaştırılan satış bedelinin esas alınması zorunludur. Dava tarihindeki rayiç değerin esas alınması hakkaniyete aykırı olacaktır. Örneğin, 100. 000 TL (ayıpsız değer) / 80. 000 TL (ayıplı değer) = 90. 000 TL (kararlaştırılan bedel) / X (indirimli bedel)
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø Tüketici, satın aldığı malın ayıplı çıkması halinde, satıcıdan bu malın ücretsiz onarımını isteme hakkına sahiptir. Onarım işlemi nedeniyle tüketiciden ayrıca herhangi bir bedel talep edilemez. Örneğin, malın arızalanması nedeniyle, nakliye, posta veya iletişim masrafları istenemez. Uygulamada, ücretsiz onarım talepleri genellikle garanti hükümleri dahilinde talep edilmekte ve bu talep satıcı veya üretici/ithalatçının yetkili servisi tarafından yapılmaktadır. Ø Satıcı ve üretici/ithalatçı, tüketicinin bu hakkını kullanmasından müteselsilen sorumludurlar. Tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanmasına rağmen, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması, tamiri için gereken yasal sürenin aşılması, tamirinin mümkün olmadığının yetkili servis istasyonu, satıcı veya üretici/ithalatçı tarafından bir raporla belirlenmesi durumlarında, tüketici malın iadesini, ayıp oranında bedel indirimini veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebilir. Satıcı, tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı ve üretici/ithalatçı müteselsilen sorumludur. Malın ayıplı çıkması nedeniyle zarara uğrayan tüketici bu hakkı ile birlikte genel hükümlere göre tazminat da isteyebilir.
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø Tüketici malın ayıpsız yenisi ile değişimini talep ettiğinde, yeni malı temin etmek imkansız değilse, satıcı ayıplı malın iadesinden sonra aynı malın ayıpsız yenisini vermek suretiyle borcundan kurtulabilir. Değişim sırasında satıcı herhangi bir bedel talep edemez. Değişim nedeniyle ortaya çıkabilecek tüm masraflar satıcıya aittir. Ø Örneğin, 0 KM 2015 model otomobilin motor arızası nedeniyle satıcının yenisini vermeyi kabul etmediği bir durumda, tüketici malın yenisiyle değişimi için dava açabilir. Dava açıldıktan sonra yargılama süreci yaklaşık bir yıldan fazla sürebilir. Bu nedenle kararın 2017 yılında kesinleştiği kabul edilecek olursa, 2015 model aracın üretiminin o yıl olmaması nedeniyle fiilen değişim yapmak mümkün olmayacaktır. Yargıtay konuya ilişkin olarak «… Mahkeme tarafından yenisiyle değişimine karar verilen 0 km yenisi mevcut olmadığı takdirde aracın 2009 model araçla aynı donanımda 0 km yenisi üretilse bugünkü anahtar teslimi satış fiyatının ne kadar olacağı tespit edilmelidir. » şeklinde karar vermiştir. (9. HD, 02. 04. 2013, 2013/4394 E. , 2013/4853 K. )
AYIPLI MAL Tüketicinin Seçimlik Hakları Ø 6502 sayılı Kanun, tüketicinin, dört adet seçimlik haklarıyla birlikte aslında beşinci bir hak niteliğinde genel hükümlere göre satıcıdan maddi ve manevi tazminat da talep edebileceğini düzenlemiştir. Ancak, bunun için ön koşul, tüketici ayıplı mal nedeniyle uğradığı zararı ispat edebilmelidir. Ø Bu tazminat yükümlülüğü, seçimlik hakların ne şekilde kullanıldığı ile ilgili değildir. Seçimlik haklardan ayrı ve onlarla birlikte istenebilecek bir hak olarak düzenlenmiştir. Burada talep edilmesi mümkün olan tazminat, malın kendisindeki zararların giderilmesi için gerekli olan masraflar değildir. Onları zaten tüketici ücretsiz tamir hakkını kullanırsa satıcı üstlenmektedir. Burada, ayıplı malın sebep olduğu zararlar tazminatın konusudur. Ø Örneğin, tüketici, satın almış olduğu otomobilin imalat hatası nedeniyle kaza yapması halinde, bu kazada uğradığı cismani zararların tazminini isteyebilecektir.
AYIPLI MAL Süreler Ø Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin kullanılması durumunda, bu talebin satıcıya, üreticiye/ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde talebin yerine getirilmesi zorunludur. Aksi halde, tüketici diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Ø Ayıplı maldan sorumluluk: • Malın teslim tarihinden itibaren 2 yıl, • İstisna: Konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise 5 yıldır. Ø İkinci el satışlarda sorumluluk: • Ayıplı maldan sorumluluk 1 yıl, • İstisna: Konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda 3 yıldır. Ø Ayıp, ağır kusur ya da hile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz. Ø Zamanaşımı süreleri tüketiciye malın teslimi tarihinden itibaren işlemeye başlar. Teslim anının belirlenmesi için 6502 sayılı Kanun’da hüküm yoksa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre teslim anı tespit edilir. Zamanaşımı sürelerinin işlemeye başlaması açısından tüketicinin ayıbı öğrendiği zamanın bir önemi yoktur.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 1 - « 6502 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi uyarınca hangi seçimlik haklar üretici/ithalatçıya karşı kullanılabilir? Ayıplı mallarda ithalatçı/üretici ve satıcının müteselsilen sorumlulukları ne zaman söz konusu olur? «Müteselsil» ifadesinden ne anlaşılmalıdır? » Ø Tüketici sahip olduğu seçimlik haklardan ücretsiz onarım ve malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi haklarını üretici/ithalatçıya karşı da kullanabilir. Borçlar hukukunda müteselsil sorumluluk, birden fazla borçlunun olması halinde, borçlulardan her birinin borcun tamamından alacaklıya karşı sorumlu olması durumunu ifade eder. Burada satıcı ve üretici/ithalatçı tüketicinin talep ettiği hakkının yerine getirilmesinde ona karşı borçlu durumundadır. Tüketici talebini istediğine yöneltip yerine getirilmesini isteyebilir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 2 - « 6502 sayılı Kanun’un 11’nci maddesi ve Garanti Belgesi Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesi düzenlemeleri arasında ne gibi farklar bulunmaktadır? Hangi madde ne zaman uygulanacaktır? » Ø Garanti Belgesi Yönetmeliği’nin «Kapsam» başlıklı 2’nci maddesinde, «Bu Yönetmelik, garanti belgesi ile satılmak zorunda olan ekli listede yer alan malları kapsar. » hükmüne yer verilmiştir. Görülmekte olan tüketici uyuşmazlığının konusu bahsi geçen Yönetmelik ekli listesinde yer almıyorsa 6502 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi, ekli listede yer verilmişse 6502 sayılı Kanun’un «Garanti belgesi» başlıklı 56’ncı maddesi ile beraber Garanti Belgesi Yönetmeliği hükümleri uygulama alanı bulacaktır. 6502 sayılı Kanun’un 11’nci maddesi tüketicinin sahip olduğu tüm seçimlik hakları düzenlerken, Garanti Belgesi Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesi tüketicinin ücretsiz onarım hakkını kullanmasının ardından izlenecek usulü düzenlemektedir. Buradan garanti belgesi yasal düzenlemeleri dayanak yapılarak sadece ücretsiz onarım hakkının talep edilebileceğine yönelik anlam çıkarılmamalıdır. Tüketici, bu düzenlemelere dayanarak seçimlik olarak tanınan diğer haklarını da kullanabilir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 3 - «Satıcının ticari faaliyetini sonlandırması gibi özel durumlarda ‘bedel iadesi’ talebi üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilir mi? » Ø Tüketici sahip olduğu seçimlik haklardan yalnızca ücretsiz onarım ve malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi haklarını satıcıyla beraber üretici/ithalatçıya karşı kullanabilir. Satıcının ticari faaliyetini sonlandırması gibi özel durumlarda genel hükümlerdeki düzenlemelere bakılmalıdır. Buna göre, satıcı gerçek kişi veya şahıs şirketi ise, ticari faaliyetlerinin sonlanması durumunda bile şahsın veya şirket ortaklarının alacaklılarına karşı sorumlulukları genel zamanaşımı süresi boyunca devam etmektedir. Sermaye şirketlerinde ise şirket, alacaklılarına karşı sadece kendi malvarlığıyla sorumlu bulunmaktadır. Sermaye şirketleri Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen sebepler nedeniyle tasfiye haline girmiş ise bu durum Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmekte ve şirket alacaklılarının şirkete ya da kurulan tasfiye masasına başvurmaları gerektiği bildirilmektedir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 4 - «Ayıplı ürünün altı ay içinde bir defa servise gitmesi yeterli mi veya servis fişine değişim ya da para iadesi yazdırılması zorunlu mu? » Ø 6502 sayılı Kanunda ayıplı olduğu iddia edilen malın bahsedildiği şekilde servis istasyonuna teslimi için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Servis istasyonlarınca düzenlenmesi zorunlu belgelerden birisi olan malın teslimine ilişkin düzenlenen belgede, tüketici dört seçimlik hakkından hangisini kullanmak istediğini belirtmelidir. Tüketici seçimlik haklarını kullanmamakla birlikte, sadece arızanın ne olduğunun tespitini istiyorsa yine aynı belgede bu husus belirtilmelidir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 5 - « 6502 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin ikinci fıkrasında bahsedilen “Bu Kanunun 10’uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz. ” ifadesindeki ikinci el ürünlerden kaç yıllık ürünler kastedilmektedir? Örnek; ikinci el eşya satışı yapan bir satıcıdan yirmi yıllık çamaşır makinesi satın alan bir tüketicinin şikâyeti nasıl değerlendirilmelidir? » Ø 6502 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiş bulunan zamanaşımı süreleri ikinci el olarak tabir edilen kullanılmış malların tüketicilere satılıp ayıplı çıkması halinde uygulama alanı bulmaktadır. İkinci el eşya satışı yapan bir satıcıdan yirmi yıllık çamaşır makinesi satın alan bir tüketici, malın ayıplı çıkması halinde malın tesliminden itibaren bir yıl içinde satıcıya karşı seçimlik haklarını kullanabilir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 6 - «İkinci el ürün satışlarında 6502 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin ikinci fıkrasında satıcının sorumluluğu bir yıl denmiştir. Genellikle ikinci el ürün satışları tüketiciden tüketiciye yapıldığından tüketiciler bu durumdan hiç bahsetmediğinden kullanıcı sıfatıyla başvuru yapmaktadır, ikinci el ürün bir firmadan satın alınmışsa sorumlu olarak ürünü ilk satan kişi gösterilebilir mi yoksa sadece ikinci el ürünü satan kişi mi sorumlu tutulur? » Ø 6502 sayılı Kanun’un kapsamı tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalar olarak belirlenmiştir. Kanunda tüketici tanımı, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi şeklinde yapılmış; tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Tüketiciden tüketiciye yönelik işlemler tüketici işlemi olmaması sebebiyle 6502 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmemelidir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 7 - «Telefon alınıyor 10 ay sonra klonlandığı ortaya çıkıyor, bu durumda tüketici hangi seçimlik hakkını kullanabilir? » Ø Satıcının ayıplı maldan sorumlu tutulabilmesi için malın tüketiciye teslim anında ayıplı olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Buna göre, konuya ilişkin görülen uyuşmazlıklarda, Tüketici Hakem Heyetlerimiz bilirkişi incelemesi yaptırıp, klonlamanın malın teslimi anında telefonda mevcut olup olmadığı hususunu açığa kavuşturmalıdır. Klonlamanın malın teslimi anında mevcut olduğu belirlenirse ancak tüketici sahip olduğu seçimlik haklardan birisini satıcıya karşı kullanabilir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 8 - «Firmaların outlet mağazalarında satışa sunulan, normal piyasa fiyatlarının altında defolu, kusurlu ürünlerin satıldığından bahisle bu yerlerden alınan ürünlerde tüketicinin ayıptan haberdar edildiği düşünüldüğünde ayıplı ürün kapsamında tüketici seçimlik haklardan yararlanabilir mi? » Ø Satışa sunulan ayıplı malın veya ambalajının üzerine kolayca okunabilecek şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bir etiket konulması durumunda, tüketicinin satın almış olduğu malın ayıbını bilerek satın almasından dolayı satıcının sorumluluğu doğmaz ve tüketicinin seçimlik haklarından bahsedilemez.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 9 - «Satın alınan ürün ile birlikte satışı yapılan hediye promosyon ürünün ayıplı çıkması halinde tüketicinin ayıplı promosyon ürün ile ayıplı olmayan gerçek ürünü geri vererek para iadesi talebinde bulunabilir mi? Ayıplı promosyon ürün bakımından tüketicinin hakları nelerdir? » Ø Böyle bir uyuşmazlıkta sözleşmenin yapılması esnasında promosyon olarak verilen malın tüketicinin iradesini etkileyip etkilemediği hususu araştırılmalıdır. Tüketici sözleşme konusu asıl malı sırf promosyonu için tercih ettiğini ispatlayabiliyorsa, 6502 sayılı Kanun’un «Ayıplı mal» başlıklı 8’inci maddesinin ikinci fıkrasında bahsedilen «tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran eksiklikler» kapsamında sözleşme konusu mal ayıplı olarak değerlendirilebilir ve tüketiciye seçimlik hakları kullandırılabilir. Bununla birlikte, ambalajında, etiketinde, internet sitesinde ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan mallar da ayıplı mal olarak kabul edilmektedir.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 10 - «Tüketiciler, zamanaşımı dolduktan sonra kullanım ömrü süresi içinde bozulan ürünlerin gizli bir ayıbı olduğunu iddia ederek seçimlik hakkını kullanabilir mi? » Ø Gizli ayıp, normal bir muayene ya da kullanım ile hemen ortaya çıkmayan ve anlaşılamayan ayıplardır. Gizli ayıp kavramı teknik değil hukuki bir kavramdır. Gizli ayıbın varlığına karar verecek makam Mahkemeler ya da Tüketici Hakem Heyetleridir. Bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ayıbın var olup olmadığının ve varsa bunun kullanım hatası sonucu olup olmadığının dava veya uyuşmazlığın görülme sürecinde belirtilmesi gerekir. Ayıp, ağır kusur ya da hile gizlenmişse 6502 sayılı Kanun’un «Zamanaşımı» başlıklı 12’nci maddesi hükümleri uygulanmaz. Bunun dışındaki tüm hallerde zamanaşımı hükümleri uygulama alanı bulur.
AYIPLI MAL Sorular ve Cevaplar 11 - «Satıcının tüketiciye para iadesini yaptığı ancak tüketicinin malı iade etmediği durumlarda nasıl bir yol izlenebilir? » Ø Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda, tüketici satılan malı geri vermeye hazır olduğunu satıcıya bildirerek sözleşmeden dönebilir. Böyle bir durumda satıcı tüketicinin mal için ödemiş olduğu bedeli derhal iade etmeli, tüketici de malı satıcıya derhal geri vermelidir. Tüketicinin uyuşmazlık konusu malı iade etmemesi halinde, 6098 sayılı Kanunu’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerinin ihlali söz konusu olur. Tüketici Hakem Heyetlerinin görmekte oldukları bu tip uyuşmazlıklarda, kararlarına her iki tarafın da yükümlülüklerini açıkça yazmalıdırlar. Böylece, yükümlülüğünü yerine getirmeyen taraf aleyhine Tüketici Hakem Heyeti kararı dayanak yapılarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre takip yapılabilir.
TEŞEKKÜRLER
c3ec8386534617659346779c83a07d72.ppt